kodlar Google Kayıt Sitenizi Google'a Ekleyin
  Fotoğraflar neler anlatır ?
 
Fotoğraflar neler anlatır?

Konu anavatanımız Türkiye'nin komşusu Yunanistan'ın içinde bulunduğu hal. Dün ZAMAN Gazetesinde bir haber okudum, haber başlığı şöyle: Komşudaki kriz 'it dalaşını' bitirdi. Haberin detayları çok ilginç. Yani hem Yunanistan açısından, hem de Türkiye açısından. 'İt Dalaşı' iki ülkenin savaş uçaklarının uluslararası hava sahasında çeşitli manevralar yaparak birbirlerine üstünlük sağlaması olarak tabir ediliyor. Bu kovalamacayı iki ülkenin savaş uçakları sadece 2009'da yaklaşık 250 kez gerçekleştirmiş. Her üç günde iki kez demek oluyor bu. Askeri harcamalar geldi aklıma ve bir bakayım dedim.

Olağanüstü bir harcama ile karşılaştım. 11 milyon nüfusa sahip bir ülke olan Yunanistan'ın GSİY miktarı yaklaşık 350 milyar $. Türkiye ise son rakamlara göre 74 milyona dayandı nüfus olarak. GSİY miktarı da 1.189 Trilyon $. Yani Kasımpaşaspor'un Fenerbahçe ile rekabet edeceğim deyip gelirine bakmaksınızın Fernerbahçe'ye denk bir transfer bütçesi ayırmasına benzer. Bir sezon idare etse bile, takımın kıyameti/iflası yakın demektir.


Bu bilgiler kafamızda tablonun biraz daha belirgin hale gelmesi içindi. Acaba Yunanistan'ı ciddi ve orantısız olan bu askeri harcamaları yapmasına sebep olan neydi? Yunanistan'ın korkutuğu ne idi ve neden korkuyordu? Diğer komşuları Bulgaristan, Arnavutluk, Makedonya veya İtalya değil herhalde, peki neden Türkiye? diye geçiyor kafamdan. Avrupa Birliği üyeliği perspektifi olan ve aynı zamanda NATO üyesi olan bir Türkiye'den bu kadar korkup böylesine askeri harcamalar içine neden girdi? Enteresan bilgilere ulaştım. Meğer Almanya en yüksek silah ihracatını %35 ile Yunanistana yapıyormuş. Acaba iflasın eşiğine gelene kadar neden bu harcalamalar konusunda ciddi şekilde uyarılmadı bu ülke? Bana öyle geliyor ki Yunanistana oyun oynanmış olma ihtimali var. İyice paranoyak hale getirilmiş olabilir harcama yapması için. Özellikle Kıbrıs'ı kullanarak Türkiye düşmanlığı daha doğrusu Türkiye korkusu ile beslediler veyahut günümüz diliyle gaza getirildiler. Müzikten yemeğe kadar kültürel anlamda pek çok ortak nokta olmasına rağmen, AB ve NATO'ya rağmen, zerre rasyonellik ve gerçekcilik payı olmayan, bir savaş ihtimali ön plana çıkarıldı. Türkiye de ciddi harcamalar içine girdi. Fakat Türkiye tarafından sevindirici taraf, harcamaların düzenli olarak gerilemiş olması. Yunanistan da ise ekonomik çalkantılara rağmen askeri harcamalarda sürekli bir artış görülüyor. Yunanistan ne ölçüde 'kendi etti, kendi buldu' bilemiyorum fakat saflığına yanmalı belki de. Türkten (zorla kaşınmadıkça) düşman olmayacağını en iyi onların bilmesi gerekirdi halbuki

Konuya dönecek olursak, bana öyle geliyor ki Yunanistan'ın bu hale gelmesi birileri tarafından istendi. Şu anda bu durumdan da nemalanılmaya çalışılıyor. Yunanistan köleleştirilmeye çalışılıyor. IMF ismini duyunca Türkiye'de herkes durumu anladı. Bu kaderi biz yaşadık. Neyi ne kadar ekeceğimize kadar başkaları karar verdi bir dönem. Yan taraftaki resimde belki de Merkel o talimatları okuyor Yorgo'ya. Yorgo da acizlik içinde istemese de 'tamam' demek durumunda kalıyor sanki. Bu resmi görünce, merhum Ecevit geldi aklıma. Hani Clinton ile görüşmesindeki fotoğraf. Allah'ım sen bizi bu hallere tekrar düşmekten koru (Amin).

Türkiye 50 milyar $ borcunu 2013'te bitirecekmiş. Yani 47 yılda borç nihayet kapanmış olacak. Yunanistana verilecek olan kredi miktarı yaklaşık 130 milyar EUR, bu da, kaba hesap, 179 milyar USD yapar. Türkiye kadar gelir kaynağı olmayan bir ülke, sadece faiz ödemekle geçirir bundan sonraki 10 yılları. Böylesi bir yükün altına girelim mi? diye vatandaşına sordurtmadılar bile. Bu noktada 6-8 milyar EUR'luk yatırım için 27 Ekim'de halk oylamasına gidilecek olan Stuttgart21 Projesini hatırlatmak isterim. Yatırım yapılsın mı?sorusu için halk oylamasına gidenler, Yunanlara gelince 'Borç yüküne girelim mi?' daha doğrusu Köleliğe razı mısınız? diye vatandaşlarına sormalarına fırsat vermediler.

Birileri batarken başkaları kaymak yemeye devam edecek. Fırsatçılığın, fedakarlık ve dayanışmanın önünde yer aldığı bir dünyada yaşıyoruz maalesef. Düşenin elinden tutmak bir tarafa, onu bir basamak olarak görüp, üstüne basarak yükselme derdinde olanlar var. Medeniyet farkı işte. Çanakkalede yaralı düşmanı tedavi etmek için kendi canını tehlikeye atan ecdat nerde...dostlarını basamak görenler nerde. Avrupa Türkiye'ye bu tarz değerlerin kazanılması için muhtaç. İnsanlığını kaybetmek üzere yoksa. Değerler her geçen gün ayaklar altına alınıyor. 

Sözlerimi Mevlana hazretlerinin bir menkıbesi ile bitirmek istiyorum. Mevlana, bir arkadaşıyla yolda giderken birbirine sarılmış, yatan iki köpek görmüşler. Arkadaşı Mevlana'ya dönerek "aaa" demiş, "köpeklere bak nasıl da birbirine sarılmış, kardeşçe yatıyorlar" deyince Mevlana şu cevabı vermiş: "Hele önlerine bir kemik at da ondan sonra gör dostluklarını".

NOT: Fotoğrafa bakarak yorum yapılmadı. Yoruma uygun fotoğraflar tercih edildi.

Musa Öztürk-06.11.2011
 
  Bugün 16 ziyaretçi (21 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol